İnsan zihni çarpık ve sapkındır," diye tonladı Jane. "Pinokyo gerçek bir çocuk olmayı deneyecek kadar aptalın tekiydi. Tahta kafayla çok daha iyiydi.
(Twisted and perverse are the ways of the human mind," Jane intoned. "Pinocchio was such a dolt to try to become a real boy. He was much better off with a wooden head.)
"Ölülerin Konuşmacısı"nda Jane, insan doğasının karmaşıklıkları üzerine düşünüyor ve zihnin aldatıcı ve karmaşık olabileceğini öne sürüyor. İnsan olmak kadar derin bir şey için çabalamanın yanıltıcı olabileceğini savunuyor ve Pinokyo karakterini örnek gösteriyor. Jane, dönüşüm aramak yerine kişinin orijinal durumunu kabul etmenin bir erdem olduğuna inanıyor ve bu da özgünlüğün kendi değerine sahip olduğunu ima ediyor.
Pinokyo hakkındaki yorumu, kimlik ile dönüşüm arasındaki gerilimi araştırarak anlatıda daha geniş bir temaya işaret ediyor. Jane, özellikle insanlığın peşinde koşarken kendini değiştirme girişiminin potansiyel olarak aptalca olduğunu düşünüyor ve kişinin dış beklentilere uymak yerine kendi doğasında olan nitelikleri benimsemesinde bilgelik olabileceğini ima ediyor.