Barbara Kingsolver'ın "Zehirli Ağacı İncil" de, Kongo'daki yaşamın sert gerçekleriyle anlaşma mücadelesi anlatıcının yansımasıyla dokunaklı bir şekilde ifade ediliyor. Kongo'nun karmaşıklıklarının ve zorluklarının göz ardı edilebileceği daha basit bir varoluşa geri dönebilme fikri, silinemeyen deneyimler ve anılarla meydan okuyor. Karakter, Kongo'daki zamanlarının etkisinin derin ve kaçınılmaz olduğunu fark ediyor.
Bu an, kültürel yanlış anlamanın sonuçlarını ve deneyimlerin dönüştürücü gücünü inceleyen kitabın daha geniş temasının altını çiziyor. Karakterler varsayımlarıyla ve Kongo'daki zamanlarının kimlikleri ve perspektifleri üzerindeki kalıcı etkileriyle yüzleşmek zorunda kalıyor. Bazı deneyimlerin onları kolayca unutulamaz veya reddedilemeyecek şekilde şekillendirdiğini öğrenirler.