Diğer düşüncenin her şeyi bildiğimizi hayal ettik, bunu bilmek istemediğimizde bile, ama aslında görmeye geldim, bileceklerin en küçük kısmını bilmiyorduk.
(We imagined we knew everything the other thought, even when we did not necessarily want to know it, but in fact, I have come to see,we knew not the smallest fraction of what there was to know.)
"Büyülü Düşünme Yılı" nda Joan Didion, özellikle keder anlarında başkalarını anlamanın karmaşıklıklarını yansıtıyor. Başka bir kişinin düşüncelerini tanıma varsayımının yanılgılara ve kaçırılmış bağlantılara yol açabileceğini kabul ediyor. Algılarımıza olan güvenimize rağmen, Didion başkaları hakkındaki anlayışımızın genellikle sınırlı ve kusurlu olduğunu ortaya koyuyor.
Bu farkındalık, insan deneyiminin derinliğini ve bireyler arasında var olan duyguların katmanlarını vurgular. Didion'un içgörü, birisini ne kadar iyi tanıdığımız düşündüğümüz önemli değil, iç dünyalarını keşfedecek ve kavrayacak her zaman çok daha fazla şey olduğunu fark etmemize meydan okuyor.