Onlara kuşları, sıçan tüylü kuşları vuracağız. Onları kötü düğmeli baykuşlar hiç duymadım 'Bout Gylfie, Soren, Dig ve Twilight sadece Bitetheir Li'l Ole Gizzarts'ın Pusand'a döneceğini hissetmelerine izin verdiler. Oh, ben. Oh, benim. Ağlayacaklar. Alacakaranlık'a bir bakış, öleceğini biliyorlar. Gözlerinde korku görüyorum ve hepsi bu değil. Alacakaranlık'ın safra olduğunu biliyorlar. Onu harika kılan safra ile Gizzard ve her kötü baykuş yem olacak.
(We're going to bash them birds, Them rat-feathered birds. Them bad-butt owls ain't never heard 'Bout Gylfie, Soren, Dig, and Twilight Just let them get to feel my biteTheir li'l ole gizzards gonna turn to pusAnd our feathers hardly mussed. Oh, me. Oh, my. They gonna cry. One look at Twilight, They know they're gonna die. I see fear in their eyes And that ain't all. They know that Twilight's got the gall. Gizzard with gall that makes him great And every bad owl gonna turn to bait.)
Alıntı, konuşmacı baykuşlar tarafından sembolize edilen rakipleriyle yüzleşmeye ve yenmeye hazır olduğunu ifade ettiği için şiddetli bir kararlılığı ve güveni yansıtır. Gylfie, Soren, Dig ve Alacakaranlık gibi bahsedilen karakterler, aralarında güçlü bir arkadaşlık öneren bu "kötü butt baykuşlarına" karşı bir savaş için hazırlanıyor. Konuşmacının bravado, rakiplerine korku aşılama güçlerine ve yeteneklerine olan inançlarını vurgular.
Ayrıca, "Pus'a dönen taşlıklar" ve dramatik ton görüntüleri çatışmanın ciddiyetini vurgular. Büyük cesaret ve cesurluğu somutlaştıran Twilight'ın sözü, düşmanlarını daha da korkutmaya hizmet ediyor. Bu alıntı, bu karakterlerin görevlerinde çözülmesini gösteren cesaret, dostluk ve kötü niyetli güçlere karşı mücadele temalarını sergiliyor.