Uzun bir süre boyunca yalnız yaşamak kişinin kişiliğini önemli ölçüde değiştirebilir. Yalnızlık ile gelen içgözleme genellikle sosyal olarak etkileşim kurma ve tipik davranışları tanıma yeteneğine yol açar. Bireyler kendilerini dış dünyalarına dalmış hale getirerek dışarıdan nasıl bağlantı kuracağını unutabilirler. Bu içsel odak, gerçeklikten kopukluk yaratabilir, bu da ilişkilerin veya sosyal normların sürdürülmesini zorlaştırabilir.
Donald Miller'ın "Mavi Like Caz" ında vurgulandığı gibi, insan bağlantısının özü duygusal ve ruhsal refah için hayati önem taşır. Tıpkı bedenlerimizin hayatta kalması için yiyecek ve su gerektirdiği gibi, ruhlarımız başkalarıyla etkileşimler üzerinde gelişir. Bu sosyal bağlar kimliğimizi besler ve yaşamın karmaşıklıklarında gezinmemize yardımcı olur. Bu nedenle, sağlıklı ve tatmin edici bir varoluş sağlamak için içgözlem ve sosyal katılım arasında denge kurmak önemlidir.