Çocukken, 77 Kuzey'de bir aşağı bir yukarı araba kullanırdık - bu bizim otoyolumuz - otoyolun kenarında ofis binaları olurdu ve ben de yaşlandığımda evim böyle görünecek diye düşünürdüm. Evimi buna benzetmeye başlayacağım.
(As a kid, we would drive up and down 77 North - that's our highway - there would be office buildings on the side of the highway and I'd be like, that's what my house is going to look like when I get older. I'm going to start making my house look like this.)
Bu alıntı gençlik arzularının özünü ve çevrenin hayallerimiz üzerindeki etkisini güzel bir şekilde yansıtıyor. Küçük yaşlardan itibaren çevremiz, başarı algımızı ve kendimiz için gelecekte neler hayal ettiğimizi önemli ölçüde şekillendirebilir. Konuşmacının otoyol boyunca uzanan ofis binalarını gözlemlemesi iş, yapı ve başarı ile ilgili tutkular için görsel bir ipucu görevi görüyor. Çocukluk anılarının sıklıkla umut duyguları ve daha iyi bir gelecek arzusuyla iç içe olduğunu, düzenli olarak karşılaştığımız görüntü ve yapılardan etkilendiğini yansıtıyor. Bu dürtülerin anlatılmasında tanıdık bir nostalji var, çünkü bunlar özlemlerin oluştuğu ve hayallerin zihinde canlı bir şekilde resmedildiği biçimlendirici bir dönemi temsil ediyor. 'Evim böyle görünecek' diye düşünme eylemi, yalnızca fiziksel görünümle değil aynı zamanda başarı, istikrar ve ilerleme fikriyle de kişisel bir bağlantıya işaret eder. Bu binaların daha derin bir şeyi (potansiyel güvenlik, büyüme veya tanınma) sembolize ettiğinin farkına varılma anı evrensel olarak yankı buluyor. Yaşımız ilerledikçe çoğu kişi bir zamanlar uzak görünen vizyonları kopyalamaya veya gerçekleştirmeye çalışır. Bu alıntı aynı zamanda kişinin hedeflerini şekillendirmede çevrenin önemini de vurgulamaktadır. Çocukluk, hayal gücünün sınırsız olduğu ve çoğu zaman gündelik manzaralardan ilham alınarak tüm olasılıkların ulaşılabilir göründüğü bir temeldir. Bu etkilerin farkına varmak, bizi sürekli olarak çevremizin hayallerimize ve tutkularımıza nasıl ilham vermeye ve bilgilendirmeye devam ettiği konusunda düşünmeye teşvik eder ve bize isteklerin çoğunlukla erken deneyimlerimize ve algılarımıza dayandığını hatırlatır. Genel olarak bu, büyümenin, perspektifin ve çocukluk izlenimlerimizin ileriye giden yolumuz üzerindeki kalıcı etkisinin güçlü bir yansımasıdır.