Gertrudis bir yıldıza baksaydı ne olurdu? {...} Bu büyük yıldızlar, aslında milyonlarca yıl hayatta kaldılar, çünkü dünyanın her yerinden sevgililerin her gece, yönlerini gönderdikleri yanan ışınları emmemeye çok dikkat ediyorlar. Durum böyle olmasaydı, içlerinde o kadar güçlü ısı gelişir ki, bin parçaya patlamalarına neden olur. Bu nedenle, bir bakış onlara ulaştığında, hemen reddeder ve bir ayna oyununda olduğu gibi yeryüzüne yansıtırlar. Bu yüzden geceleri çok parlak parlıyorlar.
(What would have happened if Gertrudis had looked at a star? {...}These great stars, in fact, have survived millions of years only because they are very careful not to absorb the burning rays that lovers from all over the world, night after night, send in their direction. If this were not the case, such strong heat would develop inside them that it would cause them to explode into a thousand pieces. Therefore, when a gaze reaches them, they immediately reject it and reflect it on the earth as in a game of mirrors. This is why they shine so brightly at night.)
Geçit, yıldızların, sevginin yoğun duygularını dikkatlice saptırarak zaman testine katlanan uzak varlıklar olarak yıldız kavramını yansıtır. "Çikolata gibi su" ndaki bir karakter olan Gertrudis, bir yıldıza bakmayı seçtiyse, güçlü ama potansiyel olarak ezici bir bağlantı yaşayacaktı. Yıldızlar, bu yorumda, insanlık tarafından yönlendirilen tutkulu sevgiye rağmen varlıklarını korumayı başardıkları için duygusal esneklik için bir metafor görevi görürler.
Yıldızların yanan aşk ışınlarını reddeden bu metafor, güçlü duyguların hem güzel hem de yıkıcı olabileceği fikrini vurgular. Yıldızların bu duyguları Dünya'ya geri yansıtma yeteneği, bireylerin onları tam olarak tüketmesine izin vermeden sevgiyi ve özlemi nasıl işlediğini sembolize eder. Dikkatli bir mesafeyi koruyarak, kargaşaya yol açabilecek duygusal aşırı yük tehlikesinden kaçınırlar. Böylece, yıldızlar gece gökyüzünde parlak bir şekilde parlar, sevgiyi kucaklamak ve kişinin iç huzurunu sürdürmek arasındaki dengeyi somutlaştırır.