Kişilerarası ilişkilerin keşfinde yazar, küçümseyen sözlerin doğası ve etkileri üzerine yansır. Gerçek zararın, kelimelerin potansiyel sonrası veya konu ile paylaşılma olasılığından ziyade konuşulduğu anda meydana geldiği öne sürülmektedir. Bu perspektif, acımasız bir yorum yapmanın ilk eyleminin, hedefin farkında olup olmadığından bağımsız olarak, acı çekmenin kökü olduğunu vurgulamaktadır.
Argümanın özü, duygusal hasarın başka bir kişiyi kelimelerle azaltma eyleminden kaynaklandığını kabul etmektir. Bu tanıma, odağı bir açıklamanın sonuçlarından, konuşmacının bunu söyleme sorumluluğuna kaydırır. Bunu yaparken, yorum hakkındaki farkındalıklarına bakılmaksızın, önemli ağırlık taşıyabilir ve başkaları için gereksiz acıya yol açabilecekleri için sözlerimize dikkat etmenin önemini vurgular.