Tom Robbins'in "Villa Incognito" kitabında, karakter insan doğası ve sosyal etkileşimler hakkında alaycı bir görüş ifade ediyor. İnsanların, din, ulusal kimlik ve tüketici kültürü gibi inanç sistemleri gibi toplum tarafından yaratılan illüzyonlar üzerinde başarılı olduklarını göstermektedir. Alıntı, bireylerin bu inşa edilmiş gerçeklere inanmaya ve bunlara uymaya şartlandıkları için dürüstlüğün sosyal yabancılaşmaya yol açabileceğini ima ediyor.
İlişkileri etkili bir şekilde gezinmek için, ham gerçeği ortaya çıkarmak yerine bu yanılsamaları anlamalı ve bunlarla etkileşime geçmelidir. İfade, Robbins'in çalışmalarındaki ortak bir temayı yansıtıyor: özgünlük ve toplumsal beklentiler arasındaki gerilim. Okuyucuları iletişimin karmaşıklıklarını ve insanların topluluklarının kabul edilen paradigmalarına uyacak şekilde anlatılarını ne ölçüde yapmaları gerekebileceğini düşünmelerini ister.