Bir masanın etrafında oturup bir oyunun ne anlama gelebileceği hakkında konuşmaktan nefret ediyorum. Ben her zaman 'Ayaklarımızın üzerinde durup bunu yapabilir miyiz?' diyen biriyim.
(I hate sitting around a table and talking about what a play might mean. I'm the person who's always like, 'Can we get up on our feet and just do it?')
Bu alıntı, salt tartışma yerine eylemin ve uygulamalı deneyimin önemini vurgulamaktadır. Bazen bir şeyi anlamanın veya yaratmanın en iyi yolunun teorileştirmekten ziyade yapmak olduğunu vurgulayarak, proaktif katılım ve deneyimsel öğrenme tercihini yansıtır. Hareketi ve katılımı benimsemek, özellikle fizikselliğin ve kendiliğindenliğin çok önemli olduğu tiyatro veya performans sanatları gibi alanlarda, genellikle daha derin içgörülere ve daha özgün sonuçlara yol açabilir.