Uzaylılar aklınıza ilk kez girdiğinde altını ıslatmanın sosyal olarak kabul edilebilir bir kural olduğunu düşünüyorum. Zaten olmasaydı şimdi oldu.
(I think it's a rule that it's socially acceptable to wet yourself when aliens enter your mind for the first time. If it wasn't already, it is now.)
Orson Scott Card'ın "Shadows in Flight" adlı eserinde yazar, uzaylılarla karşılaşma deneyimine dair ilgi çekici bir bakış açısı sunuyor. Alıntı, bu dünya dışı etkileşime mizahi ama derin bir tepki olduğunu öne sürüyor ve böyle bir anın, kontrolü kaybetmek gibi beklenmedik fiziksel tepkilere yol açabilecek yoğun duyguları uyandırabileceğini ima ediyor. Bu kavram, insanlarla uzaylı deneyimi arasında eğlenceli ve samimi bir bağlantı kuruyor ve bunu olağanüstü ve ezici olarak çerçeveliyor.
Üstelik alıntı, olağanüstü olaylar karşısında toplumsal normların değişebileceği fikrini de vurguluyor. Card, böyle bir deneyime cesurca tepki vermenin artık sosyal olarak kabul edilebilir olduğunu öne sürerek, varoluşsal önem taşıyan anlarda geleneksel davranış beklentilerine meydan okuyor. Sonuçta bu dize, genellikle bilinmeyene eşlik eden korku, merak ve mizah karışımını yakalayarak, onu ilk karşılaşmaların doğasına dair unutulmaz bir yansıma haline getiriyor.
