Doktor Proteus açık mı? dedi Kroner Sekreteri. Doktor Kroner içeri girdi. Bir an, dedi Katharine. Doktor Proteus, Doktor Kroner sizinle konuşacak ve konuşacak. Pekala, bendeyim. Doktor Proteus hatta, dedi Katharine. Doktor Kroner, Doktor Proteus hatta. Ona devam etmesini söyle, dedi Kroner. Kroner Sekreteri, Doktor Proteus'a devam etmesini söyle. Doktor Proteus, lütfen devam et, dedi Katharine. Bu Paul Proteus, Doktor Kroner. Çağrınızı iade ediyorum.

(Is Doctor Proteus on? said Kroner's secretary. Doctor Kroner is in. Just a moment, said Katharine. Doctor Proteus, Doctor Kroner is in and will speak to you. All right, I'm on. Doctor Proteus is on the line, said Katharine. Doctor Kroner, Doctor Proteus is on the line. Tell him to go ahead, said Kroner. Tell Doctor Proteus to go ahead, said Kroner's secretary. Doctor Proteus, please go ahead, said Katharine. This is Paul Proteus, Doctor Kroner. I'm returning your call.)

by {Kurt Vonnegut Jr.}
(0 Yorumlar)

Kurt Vonnegut Jr.'ın "Player Piano" dan bu alıntıda, diyalog Doctor Kroner ve Doctor Proteus'u içeren bir telefon görüşmesi etrafında dönüyor. Kroner Sekreteri Katharine, iki doktor arasındaki iletişimi kolaylaştırıyor. Konuşma, bürokratik süreci profesyonel rolleri bağlamında vurgulayarak çağrıların aktarıldığı tipik bir ofis ortamını göstermektedir.

Doktor Proteus, hatta olduğu konusunda bilgilendirildikten sonra Doktor Kroner ile ilgili konuları tartışmaya hazırlanırken kendini tanımlar. Bu etkileşim sadece mesleki ilişkilerini oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda kitap boyunca incelenen iletişim ve otorite temaları için de zemin hazırlar.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
41
Güncelle
Ocak 22, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in book quote

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}
Öldüğünde huzur duymalısın mı? '' Barışın var, 'dedi yaşlı kadın,' Kendinle yaptığınızda.
by {Mitch Albom}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
Ama aşk birçok biçim alır ve herhangi bir erkek ve kadın için aynı değildir. O zaman insanların buldukları belirli bir aşktır.
by {Mitch Albom}