Eliot onu tutuncaya kadar mükemmel bir kelimeydi. Şimdi benim için şımarık. Eliot, Rusların demokrasi kelimesine yaptıklarını aşk kelimesine yaptı. Eliot herkesi sevecekse, ne olursa olsun, ne yaparlarsa yapsınlar, o zaman belirli insanları belirli nedenlerle sevenler kendimizi yeni bir kelime bulmuş daha iyi bulduk. ' Ölen karısının yağlı boyasına baktı. 'Mesela-onu Modern Suçların en açıklanamayanından suçlu kılan çöp toplayıcımızı sevdiğimden daha çok sevdim: dis-crimi-Nay -Tion.


(It was a perfectly good word – until Eliot got hold of it. It's spoiled for me now. Eliot did to the word love what the Russians did to the word democracy. If Eliot is going to love everybody, no matter what they are, no matter what they do, then those of us who love particular people for particular reasons had better find ourselves a new word.' He looked up at an oil painting of his deceased wife. 'For instance – I loved her more than I loved our garbage collector, which makes me guilty of the most unspeakable of modern crimes: Dis-crimi-nay-tion.)

(0 Yorumlar)

Alıntı, "aşk" kelimesinin, özellikle T.S. Eliot. Konuşmacı, Eliot’un geniş sevgi yorumunun derinliğini ve anlamını zayıflattığını düşünüyor. Bunu "demokrasi" teriminin manipüle edilme şekliyle karşılaştırır, bu da gerçek aşkın spesifik ve kişisel olduğunu, her şeyi kapsayan bir duygudan ziyade bireysel ilişkilere bağlı olduğunu gösterir.

Kendi deneyimlerini düşünen konuşmacı, derinlemesine değer verdiği geç karısı için sahip olduğu sevgiyi hatırlar. Evrensel olarak sevmenin aksine, özel birini sevmenin, onu toplumsal ayrımcılık yargılarıyla yüzleşmesine yol açtığını kabul eder. Sevgiyle bu kişisel bağlantı, Eliot'un teşvik ettiği ve modern toplumda duygusal ifadenin karmaşıklıklarını vurgulayan genelleştirilmiş sevgiyle keskin bir kontrast oluşturuyor.

Page views
40
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.