Kabuslarım ve endişelerim tarafından değil, heyecan verici ve canlandırıcı bir şey tarafından uyanık tutulduğum nadir gecelerden biriydi. Çoğu gece, beklenmedik bir felaket beklemek için uyanık kalıyorum… Sanırım bir şekilde bilinçli olduğum sürece, kötü bir şeyin olamayacağını hissettim ...
(It was one of those rare nights when I was kept awake not by my nightmares and anxieties but by something exciting and exhilarating. Most nights I lay awake waiting for some unexpected disaster…I think I somehow felt that as long as I was conscious, nothing bad could happen…)
"Tahran'da Lolita okuma", Azar Nafisi, genellikle onu rahatsız eden olağan endişeler ve kabuslar yerine heyecanla dolu nadir bir geceyi yansıtıyor. Uyanık yatarken felaket olaylarını hayal etmek yerine, korkutmasını engellemesini engelleyen bir heyecan duygusu yaşar. Bu duygu, felakete karşı her zamanki uyanıklık durumuyla keskin bir tezat oluşturuyor.
Nafisi'nin içgörü, bilinç ve güvenlik algısı arasında derin bir ilişki ortaya koymaktadır. Farkındalığının koruyucu bir engel olarak hizmet ettiğini ve belirsizlikle dolu bir yaşamın ortasında...