Maria özellikle ödüllere, sadece cezalara, hızlı ve kişisel olarak inanmadı.
(Maria did not particularly believe in rewards, only in punishments, swift and personal.)
Joan Didion'un "Play It It Lay" ında, Maria karakteri hayata benzersiz bir bakış açısına sahiptir ve öncelikle ödüllerden ziyade cezalar kavramına odaklanır. Bu bakış açısı, Maria'nın eylemlerin sonuçlarını herhangi bir olumlu takviyeden daha önemli ve somut olarak gördüğünü göstermektedir. İnancı, insan etkileşimlerinin sert, gerçekçi bir görüşünün ve davranışların arkasındaki motivasyonların altını çiziyor.
Bu cezalara değer verme kavramı, acil ve kişisel sonuçların genellikle kalıcı bir etki bıraktığı insan durumu hakkında daha derin bir yorum anlamına gelir. Hızlı ve kişisel cezalara öncelik vererek Maria, ahlaki standartların karmaşıklığını ve kaotik bir dünyada hesap verebilirliğin ağırlığını yansıtır ve karakteri ve anlatısında temel bir mücadeleyi vurgular.