'Piku' hiç de Bollywood tarzında bir film değil.
('Piku' is not at all a film in the Bollywood kind of way.)
Shoojit Sircar'ın 'Piku' hakkındaki gözlemi, filmin Hindistan sinema manzarasındaki benzersiz konumunun altını çiziyor. Çoğu zaman şarkı ve dans sahnelerini, melodramı veya ayrıntılı romantik olayları vurgulayan birçok Bollywood filminden farklı olarak 'Piku', insan ilişkilerinin inceliklerine, özellikle de bir baba ile kız arasındaki bağa odaklanarak, günlük yaşamın daha incelikli bir tasvirine girişiyor. Yaşlanma, sağlık, ev içi sorumluluklar ve duygusal dayanıklılık gibi temaları derinlemesine inceliyor ve bunların tümü geleneksel Bollywood hikaye anlatımı kinayelerine meydan okuyan sessiz bir gerçekçilikle sunuluyor. Filmin tonu abartısız; abartılı drama veya gösteriye dayanmak yerine ince mizah ve gerçek duyguyu kullanıyor.
Bu farklı yaklaşım, 'Piku'yu yalnızca geleneksel ticari Bollywood filmlerinden ayırmakla kalmıyor, aynı zamanda onu fanteziden ziyade özgünlüğü vurgulayan anlamlı bir sinema parçası olarak da yüceltiyor. Gösteri etrafında inşa edilmiş eğlence yerine, gerçek insan deneyimlerine dayanan hikayeler arayan izleyicilerde yankı uyandırıyor. Shoojit Sircar'ın sözleri, onun hayatın sıradan ama derin anları hakkında dürüstçe konuşan bir film yapma niyetini vurguluyor ve 'Piku'yu kolay sınıflandırmaya meydan okuyan bir çalışma olarak ortaya koyuyor. İzleyicileri genellikle Bollywood'la ilişkilendirilen ışıltı ve ihtişamın ötesine bakmaya ve daha gerçek, bağ kurulabilir bir anlatım tarzını benimsemeye davet ediyor. Bunu yaparken, Hint sinemasının canlandırabilecekleri kapsamı genişletiyor ve diğer film yapımcılarına daha gerçekçi ve duygusal açıdan incelikli hikaye anlatımını keşfetme konusunda ilham veriyor.
Genel olarak Sircar'ın yorumu, basmakalıp Bollywood formüllerine uymayı reddeden, bunun yerine hayatın sıradan yönlerini dürüstlük ve derinlikle kutlamayı seçen bir film olarak 'Piku'nun özünü özetliyor.