Balzar'ı terk etmek için 'şişman bir zarf'ı kabul eden bir Garçon Robert tarafından alıntı: Her neyse, sadece kriz bittikten sonra kendimiz hakkında berraklık bulduğumuz kriz anlarında. Yine de, bu herkes için yeterli bolluk. Her neyse, hayatın size vereceği her şey budur. En önemli şey, seçim oldu. Biz ayrılmak için. /293

(Quote by Robert, a garçon who accepted a 'fat envelope' to leave the Balzar: Anyway it is only in moments of crisis that we find lucidity about ourselves-though only after the crisis is over. Still, that's enough lucidity for anyone. Anyway, it is all the lucidity that life will give you. The crucial thing is that is was _our choice._ We made it. We _chose_ to leave. /293)

by {Adam Gopnik}
(0 Yorumlar)

Kriz anlarında, insanlar genellikle gerçek benlikleri hakkında net bir fikir edinirler, ancak bu vahiy tipik olarak kriz geçtikten sonra gerçekleşir. Bu netlik, sınırlı olsa da, genellikle hayattan bekleyebileceği en çok şeydir. Bu deneyimler üzerinde düşünmek, verilen kararların gerçekten kendi kendine olduğuna dair bir barış ve kabul duygusu sağlayabilir.

Bir Garçon olan Robert, Balzar'dan ayrılmasında seçim önemini vurgulayarak, ayrılma kararının kişisel ajanstan kaynaklandığını vurguluyor. Bu seçme eylemi, bireylerin belirsiz koşullarda bile nasıl güç ve netlik bulabileceğini göstermektedir. Onun bakış açısı, seçimlerimizi benimsemenin hayat yolculuğumuzu anlamak için gerekli olduğu fikrini güçlendirir.

Stats

Kategoriler
Author
Votes
0
Page views
31
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in Paris to the Moon

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}