Sebastian Faulks tarafından "Aralık ayında Bir Hafta" da, anlatı karakterin okuma deneyimi ile basit zevklerin özünü yakalar. Bu sevinç, "Farklılaşmamış Glee ile okuduğu" ifadesiyle gösterilmiştir, bir kitapla etkileşim kurmaktan kaynaklanan saf, filtrelenmemiş mutluluğu vurgular. Okuma eyleminin, karakterin onu tartmadan farklı dünyalara kaçmasına izin veren derin bir memnuniyet kaynağı olduğunu göstermektedir.
Çeşitli karakterler çağdaş Londra'daki hayatlarını gezerken bu kaçış kavramı roman boyunca yankılanıyor. Hikayelerinin etkileşimi, edebiyatın modern varlığın karmaşıklıkları arasında nasıl teselli ve neşe sağlayabileceğini vurgulayarak duygu ve deneyimlerin bir goblenini ortaya koyuyor. Bu şekilde Faulks, ruhu yükseltmek ve insan deneyimini zenginleştirmek için zamansız okuma gücünü vurgular.