Samimiyet, genellikle bunu kastettiğimiz gibi, niyetlerle ilgilidir; İçeriden geldiğini varsayıyoruz. Ancak müşterilerimizin dış davranışlar dışında samimiyeti gözlemlemenin hiçbir yolu yoktur. Belirli davranışlardan {dikkat, gösterilen ilgi, önceden iş, empatik dinleme}, samimiyet dediğimiz iç durumu çıkarırız. Böylece
(Sincerity, the way we usually mean it, has to do with intentions; we assume it comes from within. But our clients have no way to observe sincerity except through external behaviors. From certain behaviors {attention paid, interest shown, advance work done, empathetic listening}, we infer the internal state we call sincerity. Thus)
Samimiyet genellikle kişinin içsel niyetlerinin bir yansıması olarak anlaşılır, ancak müşteriler bu niyetleri doğrudan algılayamazlar. Bunun yerine, samimiyeti ölçmek için dış davranışlara güvenirler. Dikkat etmek, ilgiyi göstermek ve empatik dinlemeye dahil olmak gibi eylemler, bir kişinin otantik niyetlerinin göstergeleri olarak hizmet eder.
Bu perspektif, müşterilerin içsel niteliklerden ziyade gözlemlenebilir davranışlara dayanan samimiyet algılarını oluşturduklarını vurgulamaktadır. David H. Maister'in "Güvenilir Danışman" kitabı, bu dış davranışların güven oluşturma ve mesleki ilişkilerde samimiyet göstermedeki önemini vurgulamaktadır.