Senin gibi insanları kıskanıyoruz ve sen olmak istiyoruz; Yapamayız, bu yüzden seni yok ediyoruz.
(We envy people like you, and we want to be you; we can't, so we destroy you.)
"Tahran'daki Lolita okurken" anısına Azar Nafisi, otoriter toplumlarda ortaya çıkan kıskançlık ve yıkımın karmaşık duygularını araştırıyor. Bazı bireylerin özgürlükleri, akılları veya başarıları nedeniyle kıskançlık hedefleri haline geldiğini yansıtır. Bu duygu, başkalarının uzun, ancak elde edemeyen nitelikleri somutlaştıranları zayıflatma veya ortadan kaldırma arzusuna yol açabilir.
Nafisi'nin alıntısı, bu toplumsal dinamiğin özünü yakalar ve insan doğasının daha karanlık yönlerini ortaya çıkarır. Hayran olduğumuzları taklit etme arzusu, ulaşılamaz idealleri temsil edenlere doğru yıkıcı davranışlar yaratarak kızgınlığa dönüşebilir. Nafisi, anlatısı sayesinde, edebiyat ve kişisel ajansın bu tür eğilimlere direnme ve toplumsal baskıların ortasında kimliğini teyit etmede önemini vurgular.