Şöyle: Eğer sevmediğiniz biriyle seks yapmak zorunda kalırsanız, zihninizi boş kılar-başka bir yerde gibi davranırsınız, vücudunuzu unutma eğilimindesiniz, vücudunuzdan nefret edersiniz. Burada yaptığımız şey bu. Sürekli olarak başka bir yerde gibi davranıyoruz, ya planlıyor ya da hayal ediyoruz.
(Well, it's like this: if you're forced into having sex with someone you dislike, you make your mind blank-you pretend to be somewhere else, you tend to forget your body, you hate your body. That's what we do here. We are constantly pretending to be somewhere else-we either plan it or dream it.)
Azar Nafisi'nin "Tahran'daki Lolita Okuma" nda yazar, baskıcı durumlarda bireylerin derin bağlantısı deneyimini tartışıyor. Zorla cinsel karşılaşmada ajans eksikliği ile insanların otoriter bir rejimde başa çıkma biçimleri arasında bir paralellik çekiyor. Zihinsel olarak kendini uzaklaştırma fikri, bireylerin istenmeyen koşullarından kaçmak için farklı bir gerçeklikte olduğunu iddia ettikleri bir hayatta kalma mekanizmasıdır.
Nafisi, bu zihinsel kaçışın hayal kurma veya stratejik planlama yoluyla yaygın bir tepki olduğunu vurgular. Özgürlük ve kişisel ajans için derin bir özlemi yansıtır ve baskıcı ortamlar karşısında insan ruhunun esnekliğini sergiler. Bu başa çıkma stratejisi, sert gerçeklerle karşı karşıya kaldığında literatür ve hayal gücüne sığınma konusundaki daha geniş temanın altını çiziyor.