Onların zihniyetini anlamıyorsun. İstifasını kabul etmeyecekler çünkü bırakma hakkınız olduğunu düşünmüyorlar. Onlar ne kadar kalmanız gerektiğine ve ne zaman dağıtılmanız gerektiğine karar verenlerdir. Her şeyden çok, dayanılmaz hale gelen bu keyfilikti.
(You don't understand their mentality. They won't accept your resignation because they don't think you have the right to quit. They are the ones who decide how long you should stay and when you should be dispensed with. More than anything else, it was this arbitrariness that had become unbearable.)
Azar Nafisi'nin "Tahran'daki Lolita okuma" anısına, yazar toplumunda yaygın olan otoriter zihniyete yansır. Bu zihniyet, bireylerin pozisyonlarından istifa gibi kişisel seçimler yapma özerkliğine sahip olmadıkları inancı ile karakterizedir. Bunun yerine, hizmetleri süresinden nihai işten çıkarılmalarına kadar katılım şartlarını belirleyen yetkiler.
Bu keyfilik duygusu, katlanması zor olan boğucu bir ortam yaratır. Nafisi'nin anlatısı, kişisel ajans ve özgürlüğü baltalayan baskıcı bir sisteme karşı mücadeleyi göstermektedir ve böyle bir kontrole tabi olanların hissettiği hayal kırıklığını vurgulamaktadır. Anı, bireylerin kendi yollarını belirleme hakkını inkar eden bir toplumun daha geniş etkilerini ortaya koymaktadır.