Sağırların duymadığını, ancak bestelediğini söylüyorlar. Belki Nacha sadece herkesin sessiz olduğu kelimeleri duydu.

(They say that the deaf does not hear, but composes. Maybe Nacha only heard the words that everyone was silent about.)

by {Laura Esquivel}
(0 Yorumlar)

"Çikolata gibi su" da Nacha karakteri, gerçek anlayışın geleneksel duyuların ötesine geçtiği fikrini temsil eder. Sağır olmasına rağmen, sıklıkla söylenmeyen şeyi algılamasını sağlayan derin bir duygusal farkındalığa sahiptir. Bu kavram, sessizliğin derin gerçekleri iletebileceğini ve bağlantısı kesilmiş gibi görünenlerin zengin bir iç yaşamı olabileceğini ima eder. Nacha'nın "oluşturma" yeteneği, yaratıcılığını ve etrafındaki dünyayla bağlantısını ifade ederek sezginin güçlü bir anlam olarak hizmet edebileceğini öne sürüyor.

Bu perspektif, okuyucuları sessizliğin değerini ve kişilerarası dinamiklerdeki gizli mesajları yeniden gözden geçirmeye davet ediyor. Nacha'nın deneyimi, sağırlığın klişesine bir sınırlama olarak meydan okuyor, bunun yerine benzersiz bir güç olarak tasvir ediyor. Konuşulmamış duygular konusundaki farkındalığı, iletişimin sadece kelimeleri aştığı insan ilişkilerinin karmaşıklıklarını vurgular. Birçoğunun duyguları konusunda sessiz olduğu bir dünyada, Nacha'nın hikayesi, söylenmeyenleri dinlemenin ve hayatı farklı şekilde gezenleri anlamanın önemini hatırlatıyor.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
52
Güncelle
Ocak 23, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Öldüğünde huzur duymalısın mı? '' Barışın var, 'dedi yaşlı kadın,' Kendinle yaptığınızda.
by {Mitch Albom}
Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
'Depresyonda' olduğunu söylüyorsun ama benim gördüğüm tek şey dayanıklılık. Kendinizi berbat ve içten dışa doğru hissetmenize izin verilir. Bu kusurlu olduğunuz anlamına gelmez; sadece insan olduğunuz anlamına gelir.
by {David Mitchell}