Humphrey Bogart gibi hissettiren türden bir kasaba idi: engebeli küçük bir uçağa geldin ve gizemli bir nedenden dolayı, kasabaya ve limana bakan balkonlu özel bir oda aldım; Sonra orada oturdun ve bir şey olana kadar içtin.


(It was the kind of town that made you feel like Humphrey Bogart: you came in on a bumpy little plane, and, for some mysterious reason, got a private room with balcony overlooking the town and the harbor; then you sat there and drank until something happened.)

📖 Hunter S. Thompson

🌍 Amerikan

🎂 July 18, 1937  –  ⚰️ February 20, 2005
(0 Yorumlar)

Hunter S. Thompson'un "Rum Günlüğü" nde tasvir edilen kasaba, klasik film noir'i anımsatan bir macera ve nostalji duygusu uyandırıyor. Sağlam bir uçağa gelen kahramanı, canlı kasaba ve limanın çarpıcı manzaralarını sunan özel bir balkonla tamamlanan beklenmedik bir şekilde lüks bir durumda bulur. Bu pürüzlülük ve zarafetin yan yana konması, hikayenin tonunu belirler ve okuyucuları bu yerel ayardaki yaşamın karmaşıklıklarını keşfetmeye davet eder.

Anlatıcı odasında salonlar yaparken, atmosfer beklenti ile suçlanıyor ve önümüzdeki beklenmedik olayların vaadini ima ediyor. Bir şeyin ortaya çıkmasını beklerken içme eylemi, deniz talihsiz yaşam tarzının özünü ve çevrenin öngörülemeyen doğasını yakalayan bir boş zaman ve belki de kaçış duygusu olduğunu gösterir. Bu senaryo, kişisel ve sosyal kargaşanın egzotik macera zeminine karşı geliştiği romanda daha geniş temaların mikro kozmosu olarak hizmet ediyor.

Page views
61
Güncelle
Ocak 29, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.