Kendim ve her şey arasında muazzam bir mesafe hissettim.
(I felt a tremendous distance between myself and everything real.)
"Rum Günlüğü" nde, Hunter S. Thompson, kahramanı gazeteci Paul Kemp'in deneyimleriyle varoluşsal ayrılma ve hayal kırıklığı temalarını araştırıyor. Kemp, Porto Riko'daki kaotik yaşamını gezerken, etrafındaki dünyadan derin bir tecrit ve yabancılaşma duygusu ile boğuşur. Bu kopukluk hissi kaotik çevre ve karşılaştığı insanların saçmalıkları ile vurgulanmaktadır.
"Kendim ve her şey arasında muazzam bir mesafe hissettim". Genellikle gerçeküstü ve ezici hisseden bir gerçeklikteki yerini anlamaya çalıştığı için derin bir iç çatışmayı yansıtır. Thompson'un anlatısı, kaçış cazibesi ile gerçekliğin talepleri arasında yakalanan bir adamın ruhunu dokunaklı bir şekilde gösterir.