Atipiklik siyasetinin yarattığı meydan okuma, neoliberal biyopolitika içinde özellikle acil hale geliyor; özellikle de sakatlığa yönelik toplumsal baskının büyük bir kısmı, bedenleri patoloji kategorileri içinde aşırı bireyselleştirirken, etiketlenmiş özneleri tıbbileştirilmiş durum gruplarının genel temsillerine dönüştüren tıbbi sınıflandırmalara dayanıyor.

(The challenge of the politics of atypicality becomes particularly pressing within neoliberal biopolitics, particularly in that much of disability's social oppression is based on medical classifications that overindividuate bodies within categories of pathology while turning labeled subjects into generic representations of their medicalized condition group.)

by {David T. Mitchell}
(0 Yorumlar)

David T. Mitchell, "Engelliliğin Biyopolitiği" adlı kitabında neoliberal biyopolitikanın atipik bedenleri çevreleyen politikaları nasıl karmaşık hale getirdiğini tartışıyor. Engelli bireylere yönelik sosyal baskının, çoğunlukla insanları fiziksel veya zihinsel durumlarına göre aşırı derecede kategorize eden tıbbi sınıflandırmalardan kaynaklandığını savunuyor. Bu aşırı sınıflandırma, bireyleri benzersiz kimliklerinden soyutlayan ve onları yalnızca tıbbi durumlarının temsilcileri olarak etiketleyen indirgemeci bir bakış açısına yol açabilir.

Mitchell, bu tür tıbbi çerçevelerin yalnızca engelliliğin karmaşıklığını yanlış yansıtmakla kalmayıp aynı zamanda tipikliğe değer veren toplumsal normları da güçlendirdiğini vurguluyor. Bu sistemler, patolojiye odaklanarak, baskın sağlık ideallerine uymayanları marjinalleştiren bir tür baskıyı teşvik ediyor. Bu dinamik, neoliberal bağlamlarda hakim anlatılara meydan okuyan, etkilenenlerin çeşitli ve bireyselleştirilmiş deneyimlerini kabul eden daha kapsayıcı bir engellilik anlayışına duyulan ihtiyacı gösteriyor.

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Hayatım sınırsız bir okyanusta bir damladan fazla değil. Ama okyanus çok sayıda damladan başka nedir ki?
by {David Mitchell}
Yarısı okunmuş bir kitap, yarım kalmış bir aşk meselesidir.
by {David Mitchell}
Yeterince uzağa gidersen kendinle tanışırsın.
by {David Mitchell}
Hayatlarımız bize ait değil. Geçmişte ve günümüzde başkalarına bağlıyız ve her suç ve her iyilikle geleceğimizi doğururuz.
by {David Mitchell}
Bizi bekleyen başka bir dünya olduğuna inanıyorum. Daha iyi bir dünya. Ve seni orada bekliyor olacağım.
by {David Mitchell}
Kitaplar gerçek bir kaçış sunmaz ama bir zihnin kendini kaşımasını engelleyebilirler.
by {David Mitchell}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}
'Depresyonda' olduğunu söylüyorsun ama benim gördüğüm tek şey dayanıklılık. Kendinizi berbat ve içten dışa doğru hissetmenize izin verilir. Bu kusurlu olduğunuz anlamına gelmez; sadece insan olduğunuz anlamına gelir.
by {David Mitchell}
İnsanlar "İntihar bencilliktir" diye ahkam kesiyorlar. Pater gibi kariyer sahibi din adamları bir adım daha ileri giderek yaşayanlara korkakça bir saldırı çağrısında bulunuyorlar. Ahmaklar bu yanıltıcı cümleyi farklı nedenlerle savunuyorlar: suçlamalardan kaçınmak, izleyiciyi zihinsel yapısıyla etkilemek, öfkesini boşaltmak ya da sırf sempati duymak için gerekli acıdan yoksun olduğu için. Korkaklığın bununla hiçbir ilgisi yok; intihar büyük bir cesaret ister. Japonların doğru fikri var. Hayır, bencilce olan, sırf aileleri, dostları ve düşmanları biraz vicdan muhasebesinden kurtarmak için bir başkasının dayanılmaz bir varoluşa katlanmasını talep etmektir.
by {David Mitchell}
Güç, zaman, yer çekimi, aşk. Gerçekten kıç tekmeleyen güçlerin hepsi görünmez.
by {David Mitchell}