Önemli olan oyuncunun yeterince iyi olması ve milli takıma istekli olması.
(The most important thing is that the player is good enough and has a desire for the national team.)
Bu alıntı, bir milli takımı temsil etme söz konusu olduğunda beceri ve motivasyonun ikili önemini vurguluyor. Yeteneğin tek başına yetersiz olduğunu kabul eder; Bir oyuncunun ülkesine hizmet etme konusundaki kararlılığı ve arzusu da aynı derecede hayati öneme sahiptir. Rekabetçi sporlarda, özellikle de uluslararası düzeyde oyuncular, beklentileri yönetmekten fiziksel kondisyonun en üst düzeyde tutulmasına kadar çok sayıda baskıyla karşı karşıyadır. 'Yeterince iyi' vurgusu, küçük teknik veya taktik eksikliklerin bile rakipler tarafından istismar edilebildiği dünya sahnesinde rekabet etmek için gerekli beceri seviyesine sahip olmanın gerekliliğinin altını çiziyor.
Ancak arzu olmadan beceri sıradanlığa yol açabilir; Bir oyuncu doğal bir yeteneğe sahip olabilir ancak sınırlarını zorlama veya takım birliğine katkıda bulunma motivasyonundan yoksun olabilir. Arzu, azmi, daha sıkı antrenman yapma isteğini ve kişisel ve takım gelişimine bağlılığı besler. Bu genellikle iyi oyuncuları harika oyunculardan (fedakarlık yapmaya istekli olan ve aksiliklerin ortasında dayanıklılık gösteren oyuncular) ayırır.
Bir koçun bakış açısından hem teknik gelişimi hem de içsel motivasyonu teşvik etmek çok önemlidir. Güçlü bir arzuya sahip yetenekli bir oyuncunun takım stratejilerini benimsemesi, gereken disiplini benimsemesi ve takım arkadaşlarına ilham vermesi daha olasıdır. Aynı zamanda bağlılık ve tutkunun başarının neye benzediğini yeniden tanımladığı olumlu bir ekip kültürü yaratır.
Sonuçta bu alıntı bize sporun fiziksel yetenek kadar insan karakteriyle de ilgili olduğunu hatırlatıyor. Kazanan bir takım oluşturmak, hem beceriyi hem de arzuyu beslemeyi, oyuncuların ülkeleri için ellerinden gelenin en iyisini yapma konusunda sadece yetenekli olmalarını değil aynı zamanda istekli olmalarını da içerir.