Çağdaş toplumda, insanlar genellikle kendilerini olumlulardan ziyade neyin yanlış olduğuna odaklanan bir şikayet kültürüne dalmış bulurlar. Bu eğilim, bireylerin yaşamlarındaki sorunları belirlemeye çalıştıkları ve genellikle bu sorunları dış kaynaklara atfettikleri bir zihniyete yol açabilir. Bu eğilim sadece bir suçlama döngüsünü teşvik etmekle kalmaz, aynı zamanda kişisel veya toplumsal yollarla ister tazminat arayışını teşvik eder.
Bu perspektif, insan davranışında daha geniş bir konuyu yansıtır ve sorumluluğu kendinden ve başkalarına kaydırma arzusunu vurgular. Bireyler sürekli şikayet edecek şeyler arayarak, durumlarıyla yapıcı bir şekilde etkileşim kurma fırsatını kaçırabilirler. Böyle bir zihniyet, kişisel gelişim ve esnekliği engelleyebilir, çünkü odak noktası hayatta çözümler veya pozitifler bulmaktan ziyade memnuniyetsizliğe kalır.