Beni, hepiniz, mutluluğunuzla tiksiniyorsun! Her ne pahasına olursa olsun sevilmesi gereken hayatınızla. {…} Yaşam fikrine tükürüyorum! {…} Hepiniz kokladıkları her şeyi yalayan köpekler gibisiniz! {…} Anlamak istemiyorum. Anlamaktan başka bir şey için buradayım. Sana hayır söylemek ve ölmek için buradayım. Sana hayır ve ölmek için.
(You disgust me, all of you, with your happiness! With your life that must be loved at all costs. {…} I spit on your idea of life! {…} You are all like dogs that lick everything they smell! {…} I do not want to understand. I am here for something other than understanding. I am here to tell you no, and to die. To tell you no and to die.)
Alıntılanan pasaj, başkaları tarafından benimsenen geleneksel mutluluk ve yaşam fikirleri için derin bir küçümseme ifade eder. Konuşmacı, varlıklarını koşulsuz olarak besleyenlere karşı güçlü bir itme hissediyor ve onları eleştirel olmayan canavarlara benziyor. Bu reddetme, toplumsal normlardan derin bir yabancılaşmayı ve zevk ve yüzeysel neşeye adanmış bir yaşamda değer bulma veya değer bulma isteksizliğini ifade eder.
Ayrıca, konuşmacı, ana akım değerleri anlama veya kabul etme girişiminde özgünlük arzusunu vurgular. Anlayış için değil, söz konusu olumsuzlamaya ilişkin beyanları, toplumsal baskılara karşı bir mücadelenin altını çizmektedir. "Size hayır ve ölmek" ifadesinin tekrarlanması trajik bir çözümü güçlendirir ve gerçek varlığın etraflarındaki dünyanın değerlerine karşı olabileceğine inanan bir inanca vurgular.