LEONARD kalın yapılı, koyu renk saçlı bir adamdı; Lucas kadar uzundu ama hem kolları hem de midesi daha ağırdı. Ekose bir gömlek, kot pantolon ve sarı iş botları giyiyordu. Soluk, şüpheci gözlerinin etrafındaki yara izleri ve kurumuş burnu onu bir kavgacıya dönüştürüyordu.

(LEONARD WAS A THICK, dark-haired man, Lucas's height but heavier, both in the arms and the gut. He was wearing a plaid shirt, jeans, and yellow work boots. The scars around his pale, suspicious eyes and a withered nose made him into a brawler.)

by {John Sandford}
(0 Yorumlar)

Leonard gürbüz bir adam olarak tasvir ediliyor; boyu Lucas'a yakın ancak daha sağlam bir yapıya sahip, özellikle kolları ve karnı dikkat çekiyor. Koyu renk saçları var ve sıradan bir ekose gömlek, kot pantolon ve kendine özgü sarı iş botları giymiş. Fiziksel görünümünün tanımı, özellikle de solgun gözlerinin etrafındaki yara izleri ve burnunun durumu, ona ciddi çatışmalar görmüş birinin görünümünü veriyor.

Leonard'ın canlı tasviri, yalnızca onun korkutucu fiziksel varlığını vurgulamakla kalmıyor, aynı zamanda kavga veya zorlu yaşamayı içerebilecek bir arka planı da akla getiriyor. Şüpheli ifadesi, deneyimlerini ima eden ve muhtemelen anlatıdaki kavgacı rolünü güçlendiren bir ihtiyat unsuru ekliyor. Genel olarak bu karakterizasyon, geçmişi tarafından şekillendirilen bir adamın net bir resmini çiziyor ve onu hikayede dikkate değer bir figür haline getiriyor.

Stats

Kategoriler
Votes
0
Page views
218
Güncelle
Ocak 21, 2025

Rate the Quote

Yorum ve İnceleme Ekle

Kullanıcı Yorumları

{0} yoruma göre
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yıldız
0
Yorum ve İnceleme Ekle
E-postanızı asla başkalarıyla paylaşmayacağız.
Daha Fazlasını Gör »

Other quotes in Extreme Prey

Daha Fazlasını Gör »

Popular quotes

Taffy. Taffy hakkında düşünüyor. Şimdi dişlerini dışarı çıkaracağını düşünüyor, ama onunla yemek demek olursa, her neyse onu yiyecektir.
by {Mitch Albom}
Küçük kasabalar metronom gibidir; En ufak bir hareketle, vuruş değişir.
by {Mitch Albom}
Bakın, eğer bilimin eninde sonunda Tanrı'nın olmadığını kanıtlayacağını söylüyorsanız, bu konuda farklı olmalıyım. Ne kadar küçük bir kurbağa yavrusuna, bir atoma kadar götürseler de, arayışın sonunda her zaman açıklayamadıkları bir şey, her şeyi yaratan bir şey vardır. Ve diğer tarafa ne kadar gitmeye çalışırlarsa çalışsınlar - yaşamı uzatmak, genlerle oynamak, şunu klonlamak, şunu klonlamak, yüz elliye kadar yaşamak - bir noktada hayat biter. Peki sonra ne olur? Hayat ne zaman sona erer? Omuz silktim. Anlıyorsun? Arkasına yaslandı. Gülümsedi. Sona geldiğinizde, Tanrı'nın başladığı yer burasıdır.
by {Mitch Albom}
Benim yerime senin ölmen gerektiğini söylüyorsun. Ama dünyada bulunduğum süre boyunca benim yerime de insanlar öldü. Bu her gün oluyor. Siz gittikten bir dakika sonra yıldırım düştüğünde veya içinde olabileceğiniz bir uçak düştüğünde. Meslektaşınız hastalandığında ve siz hastalanmadığınızda. Biz bu tür şeylerin rastgele olduğunu düşünüyoruz. Ama her şeyin bir dengesi var. Biri solar, diğeri büyür. Doğum ve ölüm bir bütünün parçalarıdır.
by {Mitch Albom}
Doğum ve ölüm arasında çok fazla can alıyoruz. Çocuk olmak için bir hayat. Yaşlanacak bir hayat. Gezmek, yerleşmek, aşık olmak, ebeveyn olmak, vaatlerimizi test etmek, ölümlerimizi gerçekleştirmek ve bazı şanslı durumlarda, bu farkındalıktan sonra bir şeyler yapmak için bir hayat.
by {Mitch Albom}
Sorun görünümünde gergin olma eğilimim var. Tehlike yaklaştıkça daha az gerginleşirim. Tehlike el altında olduğunda, şiddetli bir şekilde şişerim. Saldırganımla boğuşurken, korkmadan ve çok az yaralanma düşüncesiyle bitirmek için savaşıyorum.
by {Jean Sasson}
Ancak mürekkep fırçasının bir mahkumun zihninin iskelet anahtarı olduğunu düşünüyor.
by {David Mitchell}
Yalan söylemek var," diyor annem, talimatları yazdığı zarfı çantasından çıkarırken, "ki bu yanlış, bir de doğru izlenimi yaratmak var ki bu da gerekli.
by {David Mitchell}
Rahibe dedi ki, dili affedebilirim. Annene müstehcen bir jest yapmanı affedebileceğimden emin değilim. Holland, "Onu tanıyor olmalısın," dedi. Eğer onu tanısaydın sen de ona parmağını verirdin.
by {John Sandford}
Sınırlı insanların elindeki sınırsız güç her zaman zulme yol açar.
by {David Mitchell}