Dışarıda iki tür kadın var: güzel bir şey bulan ve bunu kendine saklamaktan hoşlanan türde bir kadın ve diğer tür ise, yani paylaşmak isteyen ben.
(There are two types of women out there: there's the kind of woman who finds something nice and likes to keep it to herself, and then there's the other type, which is me, who wants to share.)
Bu alıntı, kadınların sahip oldukları eşyalar veya duyguları konusunda sahip olabileceği zıt kişilikleri vurguluyor. Paylaşımın açıklığını ve cömertliğini övüyor ve bazılarının mutluluklarını veya hazinelerini yayınlamaktan keyif aldığını gösteriyor. Aynı zamanda bireyselliğe ve kişisel özelliklerin dünyayla olan etkileşimlerimizi nasıl etkilediğine de değiniyor. İkincisinin paylaşma arzusunu benimsemek, açıklığın bağlantıyı güçlendirdiği ve ilişkileri zenginleştirdiği fikriyle örtüşmektedir. Sonuçta bu, herkesin saygı duyulması ve takdir edilmesi gereken, neşeyi deneyimleme ve ifade etme konusunda kendine özgü bir yolu olduğunu hatırlatır.