David Mitchell'in "Bulut Atlası", farklı zaman çizelgeleri ve karakterler boyunca görünüşte rastgele ve birbiriyle bağlantısız olaylar dizisinden örülmüş karmaşık bir anlatı sunuyor. Roman, bu farklı hikayelerin birbirleriyle nasıl ilişkili olduğunu araştırıyor; reenkarnasyon, seçimlerin etkisi ve yaşamın döngüsel doğası gibi daha derin bağlantıları ve temaları ortaya çıkarıyor. Mitchell, zengin dokusuyla okuyucuları eylemlerimizin sonuçlarını ve insan deneyiminin birbirine bağlılığını düşünmeye davet ediyor.
"Görünüşte ilgisiz olayların rastgele bir dizisi" alıntısı romanın özünü özetlemektedir. Yaşamın rastlantısallığını ve öngörülemezliğini vurgulayarak, birbirinden kopuk görünen şeylerin bir bütün olarak bakıldığında önemli anlam taşıyabileceğini öne sürüyor. Bu bakış açısı, tek tek hikayelerin daha geniş bir anlatıya nasıl katkıda bulunduğu üzerine düşünmeyi teşvik ediyor ve okuyucuyu kaos içinde düzen bulmaya zorlayarak "Bulut Atlası"nı birbirine bağlı kaderlerin derinlemesine bir keşfi haline getiriyor.